Caren Pistorius, ‘Unhinged’ Filmi Hakkında Konuştu!

Caren Pistorius, “Unhinged” filmindeki muhteşem ve gerçek üstü performansıyla tanıyabildik kendisini. Sdney’de bir kumaş dükkanında çalışırken birden kendini Russell Crowe‘ın başrol oynayacağı gerilim filminde rol alırken buldu.

“Slow West” ve “The Light Between Oceans,” gibi filmlerde de rol alan Pistorius, ilk başrol deneyimini “Unhinged” filmiyle yaşadı.

Ve şimdi Pistorius’un hayatında bir değişiklik daha var. Russell Crowe ile başrolleri paylaştığı Unhinged filmi bugün Amerika’da vizyona giren ilk film olacak.


Derrick Borte‘nin yönetmenliğini üstlendiği filmin konusu şöyle: Genç bir kadın olan Rachel, trafik ışıklarında beklerken bir adamla atışır. Adamı ardında bırakarak yola devam eden Rachel, kısa süre sonra adamın peşinden geldiğini fark eder. Kendisini taciz eden adamdan kurtulmaya çalıştıkça beklenmedik yerde onu karşısında bulan Rachel, ne yapacağını bilemez. Çok geçmeden Rachel adamın sadece kendisine rahatsızlık vermekle kalmayıp sevdiklerinin de peşinde düştüğünü fark eder.

Unhinged filmiyle ilk başrol deneyimini yaşayan Pistorius, Variety‘e röportaj verdi.

Pandemiden beri Amerika sinemalarında vizyona giren ilk film Unhinged’de rol almış olmak nasıl bir duygu? Bunu düşündün mü hiç?

Bu durum bana bu kadar çok hatırlatılmasıydı düşünmez ve farketmeden hayatıma devam ederdim. Bir stüdyo filmine dahil olmak, başrollerden birini oynamak yeni bir deneyim.. Tüm bunların üstüne içinde bulunduğumuz dünyayı da ekleyince bu gerçekten çok gerçeküstü. Filmlerin ve sinema salononun benim için her zaman çok önemli bir yer de olduğunu düşünüyorum. Kolektif bir grupla böyle bir şeyi deneyimlemek gerçekten özel bir şey. Umarım insanlar bundan zevk alabilir.

Bu film her şeyin ters gittiği bir yol hikayesi ve birçok yönden fazlasıyla inandırıcı. İçerisinde çok gerçeklik olması senaryoyu okuduğumda da dikkatimi çeken ilk şey olmuştu. Film o gerçekliği başka bir yere taşıyor, umarım kimse böyle bir durumla karşı karşıya kalmaz.

Rol size nasıl geldi, geleneksel seçmelerden sonra mı projeye dahil oldunuz?

Çok normal. Ben Sdney’de evimdeydim ve deneme çekimleri yatak odamda yapıldı. Neredeyse deneme çekimlerini göndermeyecektim çünkü çok utandım.

Neden utandın?

Araba sürmek zorunda kaldım ve çok kötü bir iş yaptığımı düşündüm; Çok doğal olmadığımı ve benim için tipik olan her tür nevrotik düşünceye sahip olduğumu hissettim. Ama daha sonra çekimleri gönderdim ve günlük hayatıma devam ettim. Bir kumaş mağazasında yarım zamanlı olarak çalışıyordum. Ertesi gün menajerim birçok kez bana ulaşmaya çalışmış. Telefonla ulaşamayınca mağazaya gelip “Yarın New Orleans’a uçup Russell’la okuma yapmanı istiyorlar!” dedi. Ve bir hafta sonra çekimlere başladık. Her şey çok hızlı oldu.

Yani rolü almadan önce Russell Crowe ile okuma yaptın?

Aynen. Gitmemi istediklerini öğrendikten sonra hemen New Orleans’a geldim. 30 saatlik bir yolculuktu ve hiç uyuyamadım. New Orleans’a geldikten sonra ancak 1 saat kestirebildim. Daha sonra şoförüm beni aldı. Oraya gittiğimde Derrick ve Russell vardı. Russell ve ben biraz Yeni Zelanda hakkında sohbet ettik ve birkaç sahne çektik. Oradan ayrıldım ve ertesi gün eve gideceğimi düşündüm. Ancak Derrick ertesi gün beni aradı ve rolü aldığımı söyledi.

Russell Crowe

Filmde Crowe’un karakteri oldukça korkunçtu, set nasıldı gergin miydi ortam?

Bu, kurgunun büyüsü.. Gerçekten birlikte sahnelerimiz bile olmadı neredeyse. Çoğu zaman kendi başıma ya da oğlumu oynayan Gabriel Bateman ile birlikteydim. Telefonla görüştüğümüz sahnelerde bile, sinyal alma sorunları yaşıyorduk, bu yüzden çoğu zaman senaryo yöneticisi bana satırları okurdu. Ve o çok tatlıydı ve ondan korkuyormuş gibi yapmam gerekiyordu! Film yapmanın büyüsü.

Çekimlerdeki en büyük zorluk ne oldu?

Klima olmadan çekimlerin% 90’ına arabada devam etmek çok zordu. Kulağa çok sıkıcı ve önemsiz geliyor ama inanılmaz derecede sıcaktı.Bazı arabalarda klima bozuktu ya da sesten dolayı çalıştıramıyorduk. Sahne gereği terlememi istemişlerdi ancak o kadar sıcaktı ki sonunda benim terlememi engellemeye çalıştılar.

Film çekimlerinden sonra mağazadaki işine geri döndün mü?

Hayır dönmedim ama gerçekten işimi seviyorum. Bundan önce Yeni Zelanda’daydım ve orada da mağazada çalıştım ve işimi sevdim. İnsanların arasında olmayı seviyorum ama bunu daha ne kadar yapabileceğimi bilmiyorum. Aynı zamanda bir çömlek atölyesinde çalışıyorum.

Bu haberleri de beğenebilirsiniz

Okan Yalabık, Panda Po rolünü anlattı!

Napolyon filmi için aynı anda 11 kamera kullanıldı!

Engin Şenkan: “Hasretini çektiğim bir roldü”

Salma Hayek: Hollywood neredeyse 20 yıl komedi projelerinde rol almamı engelledi!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir