10 Maddede Yeşilçam’ın Efsane Kötü Adamı Erol Taş
Yeşilçam’ımızın en efsane kötü adamı kimdir diye sorsak aklınıza ilk kim gelir? Cevabınız büyük ihtimalle Erol Taş olacaktır. Peki bu altın kalpli “kötü adam” hakkında ne kadar şey biliyorsunuz? Aramızdan ayrılışının 20. yılında, büyük oyuncu hakkında az bilinenleri sizin için derledik.
1. Erol Taş, 28 Şubat 1926’da Erzurum’da doğdu. Babasını neredeyse hiç tanıyamadı, çünkü onu sadece 2 yaşındayken kaybetti. Annesi Nefise Hanım’la İstanbul’a taşındılar.
2. Geçim derdinden dolayı okula devam edemedi ve tezgahtarlık, hamallık gibi işlerde çalışmaya başladı.
3. Boksörlüğe adım attı ve çok başarılı oldu, 1947’de Türkiye ve İstanbul’da 2.lik elde etti.
4. Fakat o dönemde Türkiye’de spordan para kazanmak mümkün değildi. Bu sebeple askerliğinin ardından Cankurtaran İplik Fabrikası’nda çalışmaya başladı.
5. Bir gün işyerinin yakınında gerçekleşen bir film çekimini izlemeye gitti ve bütün hayatı değişti, çünkü burada Ömer Lütfi Akad tarafından inanılmaz bir şekilde keşfedildi. Erol Taş bu hikayeyi şöyle anlatır:
“Lütfi Akad o bölgede bir film çekiyordu. Biz de işten kaytarıp çekimleri izliyorduk arkadaşlarla. Günlerce süren çekimlerden birinde mahallede oturan birkaç serseri, film ekibine musallat olup onları rahatsız etmeye başladı. Film ekibini korumak için birkaç arkadaşımla birlikte, serserilerle kavgaya giriştik ve Lütfi Bey’in yanında onlara bir güzel dayak çektik. Serseriler toz oldu tabi. Lütfi Akad daha sonra haber göndermiş bana, ‘Bir kavga sahnesi var, gelsin oynasın’ diye. Böylece sinema hayatım başladı. Filmdeki rolümü diğer yönetmenler de beğendi ve ardı ardına teklifler gelmeye başladı.”
6. Erol Taş, daha sonra gerçekten de kavga sahnelerinin aranılan ismi oldu, boksörlüğü kadar aktörlükte de yetenekli çıkmıştı.
7. “Yakışıklı” olmadığı için hiçbir zaman jön teklifi gelmiyordu, fakat o daha zor bir iş olan kötü adamlıkta zirveye yükseldi. Kariyeri boyunca tam 220 filmde yer aldı.
8. Eşini kanserden kaybettikten sonra 3 çocuğuna hem annelik, hem babalık yaptı. Çamaşır yıkadı, yemek yaptı ve onların yanında her zaman keyifli görünmeye çalıştı.
9. Erol Taş anılarında henüz 7-8 yaşlarında bir çocukken Atatürk’le karşılaştığını, Ata’nın onun sıfıra vurulmuş kafasını okşadıktan sonra yoluna devam ettiğini anlatmıştı.
10. Cankurtaran’da açtığı Erol Taş Kahvesi’ni, 1998 yılında geçirdiği kalp krizinden vefat edene kadar işletti ve misafirleriyle büyük bir canayakınlıkla ilgilendi.
Bu büyük efsaneyi her yıl olduğu gibi yine saygı ve özlemle anıyoruz…