Her yıl binlerce film vizyona giriyor, tabi ki bunların hepsini izlememiz mümkün olmuyor. 2 saatimizi harcamadan önce filmin gişe rakamları ve filmle ilgili yorumlar bize yol gösterici olabiliyor.

İzlediğinize pişman olmayacağınız 12 psikolojik gerilim filmini sizler için listeledik.

1. Angel of Mine, 2019

Film, 2008 yapımı Fransız filmi L’empreinte de l’ange‘ın yeniden çevrimi. Filmin ana karakteri Lizzie, yeni doğan kızını birkaç yıl önce kaybetmiştir. Bu üzüntünün üstesinden gelmeye çalışan Lizzie, eşinden boşanır ve daha da içine kapanır. Bir gün 7 yaşındaki Lola ile tanışan Lizzie, onun kaybettiği kızı olduğunu zanneder. Küçük kızın annesi ile yakınlaşmaya başlayan Lizzie, bir süre sonra onların çevresinden ayrılmaz hale gelir. Bu noktada filmde gerilim artar çünkü Lizzie, kızını bir daha kaybetmek istememektedir.

Kim Farrant’ın yönetmen koltuğunda oturduğu filmde, Noomi Rapace akli dengesini yitirmeye başlayan Lizzie karakterine hayat vermektedir.

2. Swallow, 2019

Herkes Hunter’ın güzel bir hayatı olduğunu düşünmektedir: birçok arkadaşı onu çok seven bir eşi ve sahip olduğu büyük bir ev vardır. İstediği tek şey, bir bebek sahibi olmaktır. Hunter sonunda hamile kalır ancak rahatsız edici olaylar da olmaya başlar. Tehlikeli nesneleri yutma konusunda takıntılı hale gelen Hunter, bu durumun üstesinden gelemez. Ve ailesinden hiçkimse ona yardım edemez. Karanlık bir güç Hunter’ı kontrol etmektedir.

Carlo Mirabella-Davis imzalı filmin kadrosunda Haley Bennett, Austin Stowell ve Denis O’Hare gibi isimler rol alıyor.

3. A Quiet Place Part II, 2020

Film sadece post apokaliptik dünyada bir kurtuluş hikayesi değil, derin bir gerilim. Abbott ailesi ilk filmde olduğu gibi hayatları için savaşmaya devam etmektedir.

İlk filmde, aile güvenliği için seslerinden vazgeçmiş ve iletişim kurmak için işaret dilini kullanıyorlardı. Fakat biliyoruz ki çocukların sessizliğini sağlamak imkansız, o nedenle canavarlar onların yerlerini buluyordu. Yeni filmde aile seyahat etmek ve korkuların üstesinden gelmek zorundadır.

Emily Blunt, Noah Jupe ve Millicent Simmonds’ın başrolünde yer aldığı filmin yönetmenliğini başrol oyuncularından John Krasinski oturuyor.

4. The Mustang, 2019

Roman Coleman, yabani atları eğitmek için bir eğitim programına katılır. İlk başta sadece atların temizliğiyle ilgilenen Coleman, daha sonra onları eğitmeye başlar. Ancak, atlar şimdiye kadar onun gördüklerinden daha vahşi ve eğitilmesi imkansız görünmektedir. Roman kendi problemlerini çözmek için zorbalığı tercih etmektedir ancak bu atları korkutmaz. O nedenle atları iyileştirmenin tek yolu, Roman’ın içindeki canavarı evcilleştirmesidir. The Mustang, hayvanlarla iletişim kurarak kendi problemlerimizi nasıl çözebileceğimize odaklanan önemli bir film.

Laure De Clermont-Tonnerre imzalı filmde Roman karakterini Matthias Schoenaerts canlandırıyor.

5. The Song of Names, 2019

Clive Owen ve Tim Roth‘un başrolünde yer aldığı film, Norman Lebrecht’in romanından uyarlanan bir duygusal bir dedektiflik hikayesi. François Girard‘ın yönetmenliğini üstlendiği film, II. Dünya Savaşı Londra’sında geçiyor. Dovidl isimli başarılı kemancının ailesi hayatını kaybeder. Dovidl, Warsaw’dan Martin’in yaşadığı eve gelerek ünlü müzisyen Carl Flesch ile çalışmaya başlar. Sonunda herkes Dovidl’in bir deha olduğunu keşfeder. Her şey çok iyi gitmekte ve Dovidl ilk konseri için hazırlanmaktadır. Ancak beklenmedik bir anda Dovidl ortadan kaybolur. Aradan 40 yıl geçse de Martin arkadaşının nasıl kaybolduğuna dair gizemi çözemez.

6. Based on a True Story, 2017

Ünlü Fransız yönetmen Roman Polanski imzalı filmin kadrosunda Emmanuelle Seigner ve Eva Green başrolde yer alıyor.

Filmde, genç bir yazar olan Delphine, ailesinin yaşadığı trajedi hakkında bir kitap yayınlar ve çok çabuk ünlü biri haline gelir. Fakat herkes onun kitabından memnun değildir ve Delphine birçok tehdit mektubu almaktadır. Delphine depresyona girdiği sırada hayranı Elle onu bu durumdan çıkarmayı dener. Elle, Delphin’e hayranlarıyla olan buluşmasında onun yerine geçmeyi teklif eder. Delphine bu teklifi kabul eder ancak bunun nelere yol açacağını hesaplayamaz.

7. Nomis – Night Hunter, 2018

Oldukça heyecanlı bu gerilim filminde Ben Kingsley, yasa dışı kanun koyucu Cooper karakterterine hayat veriyor. Suçluları yakalamak için kendi yöntemlerini kullanan Cooper, bir operasyon sırasında ortağı Marshall’ı yem olarak kullanır ancak operasyonda bir şeyler yolunda gitmez Marshall biri tarafından kaçırılır. Marshall, birçok insanı kendi evinde hapseden Simon’ın evinde bulunur. Kişilik bölünmesi sorunu olan Simon’ın karakterlerinden biri de Hannibal Lecter’dir.

8. You Shall Not Sleep, 2018

Yıllar önce bir grup psikiyatri hastası bir tiyatro oyunu yazmış ve sahnelemiştir. Şimdi bir yönetmen, bu oyunu tekrar sahnelemeye karar verir. Bir grup tiyatro oyuncusu, terkedilmiş bir akıl hastanesini prova alanı olarak kullanmaya başlar. Oyuncular, yaşadıkları duygusal deneyimden dolayı bir türlü uyuyamazlar ve açıklayamadıkları bir şeyler görmeye başlarlar. Gerçekten gizemli olaylar mı olmaktadır yoksa zihinleri onlara oyun mu oynamaktadır?

La Casa Muda’nın yönetmeni Gustavo Hernandez imzalı filmin kadrosunda İspanyol sinemasının önemli isimlerinden Belén Rueda, Eva De Dominici ve Natalia de Molina gibi isimler rol alıyor.

9. Thoroughbreds, 2017

Bu film, psikolojik gerilim hayranlarının sevdiği her şeye sahip: kırık bir iç benlik, eski değerlerin gözden geçirilmesi ve insanların kimliklerini kaybetmemek için sınırı aşmamaları için bir test.

Hikaye oldukça basit aslında. Çocukken çok iyi arkadaş olan Lily ve Amanda, zaman geçtikçe birbirlerinden uzaklaşırlar ve iletişimlerini keserler. Tekrar karşılaştıklarında ise birbirlerine problemlerini anlatmaya başlarlar: Amanda hiçbir şey hissetmemektedir, duyguları adeta dondurulmuştur. Lilly’nin ise daha basit sorunları vardır: üvey babasından nefret etmektedir. İki arkadaş problemlerinden kurtulmak için tehlikeli bir plan yaparlar.

Olivia Cooke, Anya Taylor-Joy, Anton Yelchin gibi isimlerin rol aldığı film Cory Finley imzalı.

10. Gone, 2012

Bu gerilim filmini izlenmeye değer hale getiren oyuncu Amanda Seyfried. Filmin ana karakteri Jill, birkaç yıl önce yatağında uyurken seri bir katil tarafından kaçırılır. Jill bir şekilde kaçmayı başarır ancak ne onu kaçıran katil ne de kaçırıldığı sırada tutulduğunu söylediği çukur bulunamaz. Zaman geçtikçe kendini daha iyi hisseden ve normal hayatına geri dönen Jill’in kız kardeşi kaçırılır. Polis kız kardeşinin yakında döneceğinden emindir o nedenle Jill’in kardeşini tek başına aramaktan başka çaresi yoktur.

11. Sorry We Missed You, 2019

Zorlu bir mücadeleyi ele alan bu muhteşem film, Ken Loach imzalı. Turner ailesi etrafında ilerleyen hikaye, Black Mirror dizisini hatırlatıyor biraz. Turner ailesinde her şey muhteşemdir: düğün, çocuklar, aşk ve uyum. Ancak büyük bir finansal kriz başlayınca, ailenin borçları gün geçtikçe artar.

Ailenin reisi Ricky’nin tek çözümü vardır: karısının arabasını satarak bir kamyonet satın almak ve kendi işini yapmak. Eğer sıkı çalışırsa her şey yoluna girecek gibi görünse de, hayatın başka planları vardır ve yeni iş her şeyi daha da kötüleştirecektir. Parçalanan ailesini kurtarmak için Ricky, daha dramatik bir yola girecektir.

Filmin kadrosunda, Kris Hitchen, Debbie Honeywood, Rhys Stone gibi isimler yer alıyor.

12. The Ones Below, 2015

Film, farklı katlarda oturan iki aileyi merkezine alıyor. Kate ve Justin, tıpkı alt katlarında oturan Jon ve Theresa çifti gibi bir bebek beklemektedirler. Theresamerdivenlerden düşüp bebeğini kaybedince Kate’i suçlar. Filmde gerilim yükselir ve korkunç olaylar meydana gelir.

Hikaye, size gülümseyen insanların nasıl kötü birine dönüşeceğini ve kendi düşmanınızı nasıl yaratacağınızı ele alıyor. Filmde Harry Potter’dan hatırlayacağımız Clémence Poésy‘e, Stephen Campbell Moore, David Morrissey ve Laura Birn eşlik ediyor.