Başak Özcan: Emek vereceğiniz şeyleri hayal edin!

İlk beyaz perde deneyimini Kıvanç Sezer’in Küçük Şeyler filmiyle yaşayan Başak Özcan, filmde sergilediği performansla adından söz ettirmeyi başardı. Rolü Başak Özcan’a önce  26. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde “Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü”nü, ardından 9. Malatya Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu Ödülü”nü getirdi. Başak Özcan ile ilk filmi Küçük Şeyler hakkında konuştuk.

Rolünüze nasıl hazırlandınız? Oldukça kilo kaybettiniz, saçlarınızı kestirdiniz. Nasıl bir dönem oldu sizin için?

Hazırlık süreci güzel ve yoğun geçti aslında. Filmi beş ayda ama üç bölümde çektik, her bölümün arasında bir buçuk ay zaman vardı. Kıvanç ve Alicanla bayağı sıkı çalıştık. Filme başlamadan önce kilo almam gerekiyordu. Sete ilk başladığımda yaklaşık 59 kiloydum, ilk bölüm öyle geçti. İkinci bölümde 53-54’e düştüm son bölümde de 49 kiloya kadar düştüm. Yani zamanla on kilo, ve saçlarım gitti. Bence bu fiziksel değişiklikler, oyunculukta olması gereken şeyler. Filmde Onur’la Bahar’ın arasındaki ilişki zamanla değişiyordu,  haliyle Bahar da değişiyordu ve bu değişimin fiziksel olarak da yansıması gerekiyordu.  Benim için zor ama güzel bir tecrübeydi.

Hayat verdiğin Bahar karakterini kendine yakın buldun mu? Bahar ve Başak ne kadar birbirine benziyor?

Aslında ne benziyor ne de benzemiyor diyebilirim sanırım. Tabi ki benzediği yerler var fakat bir süre sonra karakterler iç içe geçiyor. Bahar’a benzemediğim yönüm şu: ben daha Benzemediği yer şu, ben  Bahar’a göre daha pürtelaş bir insanım. İstediğim şeyi telaşlı bir insanım. İstediğim şeyi hemen söyleyip ifade edebilirim ama Bahar, yaşadıklarını kendi içinde değerlendirip, yumuşattıktan sonra dışarı çıkaran bir karakter. Bence en temel farkımız ritmimiz. Bahar karakteriyle ritmimiz farklı. Ben daha heyecanlıyım, Bahar ise dingin.

Filmde yemek masasında Bahar’ın verdiği tepki sence abartılı mıydı? Başak orada olsaydı nasıl tepki verirdi?

Aslında, çoğu insan gibi ben de o sohbetlere çok maruz kalan bir insanım. Kendimi de eleştireyim, ben de zaman zaman o sohbetleri yapan biriyim. Ama o sohbetlerden çok sıkılıp bir süre sonra tamamen kendi içime dönüyorum. Normalinden farklı bir dünyaya giriyorun sanki. Bahar’ın verdiği tepkiyi hiç bir zaman veremem sanırım. Bu hareketi rasyonalize etmekte çok zorlandığımı da söyleyebilirim. Ama Bahar ve Onur maskelerle yaşayan bir çift ve bu sahnede Bahar’ın maskesini bıraktığını, bırakmaya cesaret ettiğini görüyoruz. Başak olarak, Bahar’ın yaptığı gibi sonunu düşünmeden böyle bir tepki vermeyi isterdim ama o cesareti toparlayamıyor olabilirim.

Bahar’ın hareketini takdir ediyor musunuz?

Dışarıdan bakıldığında abartılı gibi görünse de Bahar’ın değişimini desteklediği için takdir ettiğimi söyleyebilirim.

Herkesin kendinden bir parça bulabileceği bir film Küçük Şeyler. Sizin, kendinizi bulduğunuz bölüm neresiydi?

Kendimi mi buldum yoksa Bahar’ın onları söylediklerine çok mu sevindim emin değilim ama, o uzun gecedeki “her şeyi bilen adam” tiradı  herhalde.

Hayalleri olan insanlara söylemek istediğiniz bir şey var mı ?

Bence hayal etmek çok güzel bir şey. Sanırım benim herhangi bir şeyi hayal etmediğim bir günüm olmadı. Fakat sadece hayal etmek yetmiyor. “Hayal ettiğim her şeyi başarırım, ben her şeyi yapabilirim, her şey mümkün” demek yerine daha çok emek verebileceğimiz, üzerine yoğunlaşabileceğimiz ve çok çalışmayı göze aldığımız şeyleri hayal etmeliyiz ve hayal ettiğimiz şeylere bu emeği vermeliyiz. Bence bu ikisi eşgüdümlü.

Rolla May’in Yaratma Cesareti adlı bir kitabı var defalarca  okuduğum bir kitap. “Bir heves uğurundan gitmek mi,  yoksa o heves uğruna emek vermek mi?”yi  anlatıyor. İşte o ikinci tarafı yapabiliyorsak hayal edelim, hayal kuralım ve onu büyütelim.

Başak Özcan’ın En’leri

En çok izlediğiniz film?
Fernando León de Aranoa – Güneşli Pazartesiler
En sevdiğiniz dizi?
The Handmaid’s Tale
En beğendiğiniz yönetmen?
Zor soru, yani değişiyor ama Mike Flanagan.
En beğendiğiniz oyuncular?
Daniel Day-Lewis, Meryl Streep, Haluk Bilginer
Favori kitabınız?

Yaşar Kemal – İnce Memed
Sizi en çok heyecanlandıran şey?

O kadar çok şeyden heyecanlanıyorum ki, güzel bir yemekten, kitaptan, filmden, oyundan…
En son okuduğunuz kitap?

Melisa Kesmez – Nohut Oda
En sevdiğiniz şarkı? Veya “bu aralar en çok dinlediğiniz şarkı”

Queen – Bohemian Rhapsody
En beğendiğiniz yerli yönetmenler?

Özcan Alper, Tolga Karaçelik, Seren Yüce, Pelin Esmer

Bu haberleri de beğenebilirsiniz

Okan Yalabık, Panda Po rolünü anlattı!

Napolyon filmi için aynı anda 11 kamera kullanıldı!

Engin Şenkan: “Hasretini çektiğim bir roldü”

Salma Hayek: Hollywood neredeyse 20 yıl komedi projelerinde rol almamı engelledi!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir