Can Evrenol’a Housewife’ı Sorduk!

Baskın filmi ile adını Türkiye’ye ve dünyaya duyuran genç yönetmen Can Evrenol ile yeni filmi Housewife‘ı (Ev Kadını) konuştuk. Merak ettiklerimizi sorduk. Bu samimi röportajdan sonra Housewife‘ı 10 Ağustos‘ta sinemalarda bulabilirsiniz. Tabii reşitseniz!


Film hakkında sık sık sizden ve izleyicilerden ” İtalyan Giallo filmlerinden esin” cümlesini duyuyoruz. Nedir sizin için o eski İtalyan Giallo filmleri? Sizin için önemi nedir?

Giallo aslında Spagetti Western gibi, ucuz maliyetli ama pek seksi, İtalyan korku sinemasına deniyor. Siyah eldivenli güneş gözlüklü pardösülü katiller, çok güzel kadınlar, yakın planlar, abartılı kadrajlar, göz ve el detayları, mavi kırmızı ışıklar, cüretkar sahneler, bıçaklar, külotlu çoraplar, motosikletler, kan, dehşet… Pop Art ile Hitchcock esintilerinin yoğun olduğu bir alt kültür patlaması.

İtalya’da 60’lar ve 70’lerde sarı kapaklı cinayet ve erotizm içerikli ucuz romanları var çok popüler. Bunlara “sarı” manasına gelen Giallo adı veriliyor. Daha sonra bu akım sinemaya yansıyor ve bu dönemde Avrupa’da – ve özellikle İtalya’da – Amerikan filmlerinden farklı olarak daha sivri, daha sanatkar, daha sapkın, (ve daha ucuz) korku filmleri büyük bir furyaya dönüşüyor. Mario Bava, Dario Argento, Lucio Fulci, Joa Damato gibi İtalyan yönetmenler, türün en manyak örneklerini yaratıyorlar.

Devamında Amerikan sinemacılar da bu akımdan etkileniyorlar tabii. Carpenter’dan DePalma’ya Hollywood’da büyük bir Giallo etkisi görmek mümkün. Mesela Carlito’s Way için baya Giallo estetiğinde çekilmiş bir mafya filmi diyebiliriz. Hatta Oscar’a uzanan Temel İçgüdü için, Giallo furyasının tepe noktası olduğunu söyleyebiliriz.

İngilizce bir film çekmenizin sebepleri nelerdir? Dünya’ya daha rahat açılmak mı? Öyle ise sizin gibi genç yönetmenlere bunu tavsiye eder misiniz? Bir dahaki filmlerinizde de İngilizceyi tercih edecek misiniz? 

Amerikan Sineması ve iyisiyle kötüsüyle Amerikan popüler kültürü hegemonyasında büyümüş biri olarak, zamansız ve mekansız bir filmi, dünyadaki en yaygın dilde çekmek istedim. Bu hem manevi hem de maddi bir karardı tabii. Spagetti Western’ler gibi, kendi arka bahçemde İngilizce bir film çekmek çocuktan beri hayalini kurduğum bir şeydi. Şansım yaver giderse başka dillerde de film çekmek ne güzel olur.

Filmde Clémentine Poidatz, David Sakurai, ve Defne Halman gibi özel oyuncularla çalıştınız. Filme nasıl katkıları oldu?

Oyuncular aslında ilk ve en önemli seyirciler oluyorlar bir yönetmen için. Önce onların kafasının içinde bu filmi oynatmak izletmek gerekiyor. Sonra oyuncuların da bunu kendi yorumlarıyla sahiplenmeleri ve hayata geçirmeleri, bunu hep beraber tecrübe etmek ve paylaşmak harika bir his. Herkese tavsiye ederim.

Cem Özüduru ile birlikte filmin senaryosunu yazdınız. Senaryo aşaması nasıldı? Bu hikaye kimin aklına nasıl yerleşti?

Baskın sonrası beraber film izleyerek, Youtube’da dolaşarak, goygoy yaparak yarattığımız bir hikaye oldu.

Yazdığınız diğer hikayeler vardır muhakkak. Rüyalarınız, yaşadıklarınız, izledikleriniz veya okuduklarınız… Hangilerinden ilham aldığınızı söyleyebilirsiniz korku adına bir şeyler üretirken?

Televizyondan ilham alıyorum.

Filmde kanlı ve sert sahneler dışında pek çok erotik sahne de var. Filmin esin kaynağı türe uygun olması için mi tercih ettiniz bunları? Türkiye vizyonunda izleyici bu sahneleri görebilecek mi?

Housewife Türkiye’de +18 ve kesintisiz halde gösterilecek.

İlk Netflix Türkiye yapımında yönetmenlik yaptınız. Nasıl geçti sizin için? Dizi ile filmin yönetmen açısından en büyük farkları ne oluyor? Dizi çekmeyi sevdiniz mi?

Sette Türkiye’nin en iyi sinemacılarından ve oyuncularından bazılarıyla beraber çalışmak paha biçilmez bir tecrübeydi. Umarım beğenilir ve enteresan bir iş çıkar ortaya.

Son zamanlarda Türkiye’den ve dünyadan tavsiye edebileceğiniz korku filmi örnekleri var mı?

  • Train To Busan
  • Hereditary
  • Under The Shadow
  • Hagazussa

Önünüzdeki projelerden kısaca bahsedebilir misiniz?

Ağustos ayında bir çocuk/macera filmi çekiyoruz. İçinde karanlık detaylar olan, ama temelinde 80’lerdeki masalsı çocuk macera filmlerine benzer bir ambiyansta geçecek bir film. Ağzı olmayan bir kız çocuğu, ormanda gözleri burnu ve kulakları olmayan 3 oğlan çocuğuyla tanışıyor ve beraber avcılardan kaçıyorlar.

Teşekkür ederiz vakit ayırdığınız için. Söylemek istediğiniz ekstra bir şey varsa alabiliriz. 

Umarım Nuri Bilge Ceylan ve Tolga Karaçelik erotik filmler çekerler.

 

Bu haberleri de beğenebilirsiniz

Okan Yalabık, Panda Po rolünü anlattı!

Napolyon filmi için aynı anda 11 kamera kullanıldı!

Engin Şenkan: “Hasretini çektiğim bir roldü”

Michael Mann İmzalı ‘Ferrari’den İlk Fragman!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir