Bazı filmler vardır hikayesi tek filme sığdırılmaz, bazı filmler de vardır ki ilk filmin başarısı üzerine devam çekilir…  Hem uyarlama hem de özgün senaryolara sahip en iyi üçleme filmleri sizin için derledik.

1. STAR WARS (1977-1980-1983)

Fantastik ve bilim-kurgu filmlerinin dönüm noktası olarak adlandırılan Star Wars, günümüzde bile en çok hayranı bulunan seri konumunda olmayı başarmıştır. “Uzun zaman önce çok çok uzak bir galakside” repliğiyle başlayan bilimkurgu efsanesinin İlk üç filmin yönetmenleri farklı farklı da olsa Star Wars evreni George Lucas’ın evreni olarak anılır ve özellikle efsaneyi başlatan ilk filme toz kondurulmaz. İlki 1977, ikincisi 1980, üçüncüsü de 1983 yılında çevrilen hem gişede hit, hem de kült olmayı başarmış olan Star Wars, en iyi üçlemeler arasında her daim ilk 3’e oynuyor.

Star Wars

2. MATRIX (1999-2003-2003)

Wachowski Kardeşlerin yönettiği The Matrix, içinde yaşadığımız dünyanın, sinirlerimize gönderilen elektrik sinyallerinden ibaret bir halüsinasyon olabileceği fikrini temel alıyor. Keanu Reeves, Laurence Fishburne ve Carrie-Anne Moss’un üç filmde de başrolü paylaştığı Matrix evreni, hem olay örgüsü ve kurgusu, hem felsefi metni, hem de aksiyon sinemasında çığır açan mizansenleriyle yakın döneme damga vurmuş serilerden biri olmayı başarmıştı. The Matrix Reloaded ve The Matrix Revolutions, ilk filmin yükselttiği beklentileri karşılayamasa da Matrix serisi Wachowski kardeşlerin de şüphesiz ki hala “en iyi” olarak anılan işleri…

3. THE GODFATHER (1972-1974-1990)

Maria Puzo’nun 1969 yılında yayınladığı aynı adlı romanından beyazperdeye uyarlanan seri, yönetmeni Francis Ford Coppola’nın ellerinde yoğurulunca sinema tarihine adını altın harflerle yazdırdı. İlk olarak 1972 yılında beyazperdeye uyarlanan seri, 40’lar ve 50’ler Amerika’sında bir İtalyan mafyası olan Corleone Ailesi’ne odaklanıyor. Gerek film müzikleri, gerek her biri oyunculuk kariyerinde zirve yapan performanslarıyla Marlon Brando, Al Pacino, John Cazale, Diane Keaton gibi oyuncularıyla en sağlam üçlemelerden biri olan The Godfather serisi o yıl En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Uyarlama Senaryo dallarında Oscar kazanmıştı.

4. HANNIBAL LECTER (1991-2001-2002)

Yazar Thomas Harris’in aynı adlı romanından beyaz perdeye aktarılan film serisi, genç FBI ajanı Clarice Starling’in, kurbanlarının derilerini yüzen bir seri katili yakalayabilmek için, başka bir psikopat doktor olan Hannibal Lecter ile yakınlaşmasına odaklanıyor. Sinema tarihinin akıllara kazınmış kötü karakteri Hannibal Lecter’ı karakterle özdeşleşmiş Anthony Hopkins canlandırmıştı. The Silence of the Lambs , Hannibal ve Red Dragon ; üç usta yönetmenden üç farklı tarzda film. 1992 yılında 7 dalda Oscar’a aday olan film, En İyi Film ve En İyi Senaryo uyarlaması dalında ödül alırken, yönetmenine ve başrol oyuncularına da Oscar’ı getirmişti.

5. THE LORD OF THE RINGS (2001-2002-2003)

Oxford Üniversitesi’nde profesör olan John Ronald Reuel Tolkien tarafından 1954 yılında kaleme alınan kitap, 2001, 2002 ve 2003 yılında üç serilik bir film haline getirildi. En iyi kurgu, sanat yönetmeni, kostüm, özgün şarkı, görsel efekt, makyaj ve yönetmen gibi daha birçok dalda ödül alan film serisinde, yönetmen koltuğunda Peter Jackson oturuyor. Orta Dünya topraklarına kötülükten başka hiçbir şey getirmeyen yüzüklerin sonuncusunun yok edilme macerasının anlatıldığı filmin oyuncu kadrosunda; Elijah Wood, Ian McKellen, Orlando Bloom, Viggo Mortensen, Cate Blanchett gibi birçok başarılı isim yer alıyor.

6. TERMINATOR (1984-1991-2003)

James Cameron’ın ilk ikisini yöneterek sinema tarihinde efsane yarattığı seri, bilimkurgu türünün en ses getiren yapımlarından biri olmayı başardı. The Terminator, Terminator 2: Judgment Day ve Terminator 3: Rise of the Machines olmak üzere üç filmlik bir seri, Dünya’nın artık robotlar tarafından kontrol edildiği ve bu robotlara karşı mücadele eden bir grup insanın yaşadığı uzak bir gelecekte geçiyor. Yönetmen James Cameron’ın çizdiği kıyamet sonrası dünya senaryosunun başarısı, insansı robot Terminatör’ü canlandıran usta oyuncu Arnold Schwarzenegger’le taçlandı.

7. THE HUNGER GAMES (2012-2013-2014)

2008 yılında Suzanne Collins tarafından kaleme alınmış bir bilimkurgu romanı olan Açlık Oyunları, Ateşi Yakalamak ve Alaycı Kuş ile birlikte üçlemeyi tamamlıyor.  26 dile çevrilerek, 28 ülkede yayınlanan roman ilk olarak 2012 yılında beyazperdeye uyarlandı. Gary Ross yönetmenliğinde çekilen ilk film, kıyametten sonra Kuzey Amerika olarak bilinen bölgede kurulan Panem adlı ülkede, hem eğlence hem de halka gözdağı vermek için düzenlenen ‘Açlık Oyunları’nı konu alıyor. Filmin başrollerini ise Jennifer Lawrence ve Liam Hemsworth paylaşıyor. Filmi 2013 yılında çekilen ‘Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak’ ve 2014-2015 yılında çekilen ‘Açlık Oyunlar: Alaycı Kuş Bölüm 1 ve 2 takip ediyor.

8. HOBBIT (2012-2013-2014)

John Ronald Reuel Tolkien’in, Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin öncül kitabı olarak da görülen ve yine üçlemenin yönetmeni Peter Jackson tarafından sinemaya uyarlanan üç filmlik Hobbit serisi, Bilbo Bagins’in uzun zaman önce ejderha Smaug tarafından ele geçirilen kayıp Cüce Erebor Krallığı’nı geri alabilmek için çıktığı epik yolculuğu konu alıyor. Filmin senaryosunda ise yönetmen Peter Jackson’ın yanı sıra Fran Walsh, Philippa Boyens ve Guillermo del Toro’nun imzası var. Yüzüklerin Efendisi üçlemesinden tanıdığımız Ian McKellen, Cate Blanchett, Ian Holm, Christopher Lee, Hugo Weaving, Elijah Wood, Orlando Bloom ve Andy Serkis’i yeniden seyredeceğimiz filmde onlara Richard Armitage, John Bell, Luke Evans, Ryan Gage, Evangeline Lilly, Bret McKenzie, Graham McTavish, Mike Mizrahi, Jeffrey Thomas ve Aidan Turner gibi kalabalık bir oyuncu kadrosu eşlik ediyor.

9. MILLENIUM ÜÇLEMESİ (2009-2009-2011)

Millenium üçlemesi, İsveçli Yazar Stieg Larsson’un tam 41 ülkede 21 milyon satarak rekor kıran kitap serisinden The Girl With The Dragon Tattoo (Ejderha Dövmeli Kız) , The Girl Who Played With Fire (Ateşle Oynayan Kız), The Girl Who Kicked The Hornet’s Nest (Arı Kovanına Çomak Sokan Kız)  olarak sinemaya uyarlandı. Serinin başrol oyuncusu, aykırı karakter Lisbeth Salander’e hayat veren Noomi Rapace oldu. Sürükleyici bir polisiye kitap olarak yayınlanan seri senaryoya da oldukça başarılı bir şekilde çevrilmiş.

10. BACK TO THE FUTURE (1985-1989-1990)

Yönetmen Robert Zemeckis’in 80’lerin ruhunu beyazperdeye yansıttığı en popüler bilimkurgu serilerinden biri olan Back to the Future’ın ilk filmi 1985’te, ikincisi 1989’da ve son filmi 1990 yıllarında izleyicisiyle buluştu. Hikâyeleriyle döneme damgasını vuran üçlemenin, sona erdikten sonra yapımcıların tüm ısrarlarına rağmen ek devam filmlerinin çekilmesine senaristler Robert Zemeckis ve Bob Gale tarafından izin verilmedi. Filmde, evimizden biri olarak kabul edilen Marty Mcfly rolündeki Michael J. Fox ve ”Çılgın profesör” karakteriyle bütünleşen Christopher Lloyd’un zaman makinesi DeLorean ile maceralarını izledik.

11. THE DARK KNIGHT (2005-2008-2012)

Batman karakterinin birçok gelgite sahne olan sinema maceraları Christopher Nolan’ın ellerinde yeniden yükselmeye başladı. Joel Schumacher’in 1997 yılında çektiği Batman & Robin’in uğrattığı hayal kırıklığından sonra Batman’in yeniden sinemalarda görüleceğini kimse düşünmüyordu. Fakat Christopher Nolan Kara Şövalye’nin sinemadaki kaderini değiştiren yönetmen oldu. 2005 yılında çektiği Batman Begins başarıyı yakaladıysa da özellikle serinin ikinci filmi The Dark Knight, çok beğenildi. Üçlemeyi sonlandıran ve tüm hikayeyi toparlayan film 2012 yılında gösterime giren The Dark Knight Rises ilk iki filme pek ayak uyduramasa da Kara Şövalye hikayesi yıllara meydan okuyacaktır.

12. FIFTY SHADES (2015-2017-2018)

İngiliz yazar E. L. James’in aynı adlı roman serisinden uyarlanan ve ilk filmi 2015 yılında çekilen seri tüm Dünya’da oldukça ses getirmişti. Başrollerinde Dakota Johnson ve Jamie Dornan’ın yer aldığı serinin ilk filmi ‘Fify Shades of Grey’in yönetmeni Sam Taylor-Johnson olurken, serinin ikinci ve üçüncü filmleri ‘Fifty Shades Darker’ ve ‘Fifty Shades Freed’in yönetmenliğini James Foley üstlendi.

13. BOURNE ÜÇLEMESİ (2002-2004-2007)

Doug Liman yönetmenliğinde ‘The Bourne Identity’ filmi ile başlayan seri Paul Greengrass’ın yönetmenliğini üstlendiği ‘The Bourne Supremacy’ ve ‘The Bourne Ultimatum’ ile devam etti. 2000’li yıllara aksiyon-macera türünde damgasını vuran Bourne serisini kimilerine göre türün en uzun soluklu kahramanı James Bond ile yarışacak kadar iyi. Geçmişini hatırlamayan bir ve peşinde onu öldürmek isteyen suçluların olduğu Jason Bourne karakterine hayat veren, Matt Damon’ın da oyunculuktaki performansı bütünlüklü bir aksiyon serisi oluşturmayı başarmıştı.